Üçüncü Nesil’in Ak Parti İstanbul Milletvekili Sayın Metin Külünk ile gerçekleştiridiği röportajı sunuyoruz. Beğenmeniz dileğiyle.
Avrupa’da yasayan Türkleri en iyi tanıyan milletvekili olarak Avrupalı Türklerin hangi alanlarda daha güçlü olmasını istiyorsunuz?
Almanya’da sayısı 3 milyonu bulan vatandaşımız yaşamakta. Özellikle 3. ve 4. Nesil Avrupa sistematiği, disiplini ile yetişmiş iyi eğitim almış kendini geliştirmiş kardeşlerimizden oluşmaktadır. Şunu unutmamak lazım geldiğimiz topraklar Anadolu toprakları her zaman dünyanın en önemli medeniyetlerinin merkezi olmuştur ve insanımız gittiği yere medeniyet götürmüştür.
Avrupalı Türkler, İslam ve Müslüman karşıtlığı üzerinden değerlerini küreselleştiremeyen batıya ahlaki ve manevi değerlerin ışığında örnek ve yol gösterici olmalılar. Gelişmiş toplumlarda güç millettedir, Türkiye’de olduğu gibi Almanya’da da güç milletin iradesidir. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmaları çok önemsiyorum. Siyaset demek toplumun beklentilerini dile getirip çözüm bulmak demektir. Avrupalı Türkler ne kadar fazla sivil toplum örgütlerinde ve siyasette etkin olabilirse o kadar sorunlarına çözüm üretebilir hale gelebilirler.
Avrupa topraklarının çok kültürlü, çok dinli bir yapıyı içselleştirmesine, herkesin güvenle bir arada ötekileştirmeden yaşayabilmesine katkı sağlamak için herkes payına düşeni yapmalıdır.
Avrupalı Türkler olarak devletimiz için Avrupa’da neler yapmalıyız?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Avrupalı Türkler hem Türkiye’ye hem de bulundukları ülkeye aynı şekilde hizmet etmeliler ve “yaşadığım ülkeye ne gibi bir katkım olabilir” diye kendilerine sormalıdırlar.
Avrupalı Türkler olarak her zaman devletimizin ve milletimizin bekası için, doğru tanıtılması ve anlaşılması için bulunduğumuz ülkelerde diyalog kanallarımızı açık tutmalıyız. Avrupalının gözünden görüldüğü veya gösterilmek istendiği gibi bir Türkiye’nin olmadığının hepimiz farkındayız. Gelip gören ve Türkiye’deki yaşam şartlarını, insanları yakın tanıyan Almanlar da Türkiye’nin hakkını teslim etmekteler. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın her biri bir nevi elçilik görevi üstlenmektedir ve Türk kimlikleri ile Türkiye’yi temsil etmekteler. Bu nedenle onlara büyük sorumluluk düşmekte.
Avrupalı Türklerin devleti ve milleti için yapabileceği en büyük fayda, her alanda; siyasette, sanatta, sporda, iş hayatında, bilim dünyasında başarılı olmak ve Avrupa’nın içinde bulunduğu depresyondan çıkmasına vesile ve katkı sunmak olur. Biz Avrupalı Türklerin bulundukları ülkelerde güçlü, etkin, saygın insanlar olmalarını isteriz ve bu yönde onları destekleriz. Bunun yolu da özellikle genç nesil için başta eğitimden geçer.
Son zamanlarda Avrupa’da oluşan sağcı yaklaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişmelere karşı biz Avrupalı Türklerden beklentiniz, talebiniz nedir? Türkiye’de bu konuda ne gibi çalışmalar yapılıyor?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın yeniden inşasında Anadolu’dan gelen insanların da alın teri bulunuyor. Almanya’da 50 yılı aşkın süredir bulunan Türkler artık göçmen veya yabancı değil birer Alman yurttaşlar. Almanya’da yükselen aşırı sağ akımlar sadece yabancılara değil Avrupa demokrasisine de tehdit oluşturmakta. Bu nedenle biz Avrupalı Türklerin can ve mal güvenliğinin korunduğundan emin olmak istiyoruz ve her fırsatta Alman mevkidaşlarımıza, dostlarımıza endişemizi dile getiriyoruz.
Avrupalı Türkler her daim haklarını korumaya devam edecekler, asla ümitsizliğe kapılmayacaklar ve boyun eğmeyecekler. Arkalarında güçlü ve sürekli yükselen ve dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşının hakkını gözeten bir Türkiye var. Avrupa genelinde bulunan aşırı sağ eğilime yönelik Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da farklı sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmaları bulunmakta.
Röportaj: Tansu Kemal Acar